Yaşadığımız yer olan Nova Scotia, Amerika Kıtasının en doğu Avrupa'ya en yakın kısmı, Etrafının okyanusla çevrili olması ve doğasının harikulade güzel olması dolayısıyla "Okyanus Oyun Bahçesi" lakabını taşıyor. Etrafında görülmeye değer birçok güzellik var ve bizimde keşfedecek bolca vaktimiz. Başkent Halifax az çok keşfedilmişken, sıra Eyalet şehirlerine geliyor ve bu haftasonu rotamız, Türkiye'de araştırıp resimlerden hayran olduğum ve çok merak ettiğim yere, Lünenburg şehrine dönüyor.
Lünenburg, Nova Scotia'nın en tarihi ve popüler turizm şehirlerinden biri. Yolculuk etmeyi her daim sevmişimdir. Fakat, buralarda araba ile yolculuk ayrı bir keyif, yol boyunca binbir çeşit yeşil ve tonları, sağlı sollu , irili ufaklı göller kafamı nereye çevireceğimi, mutluluktan nasıl dört köşe olacağımı şaşırtır güzellikteler. Ve büyüleyici masal şehrine vardık.
Öncelikle şunu söylemeliyim ki kalabalıktan kaçan huzur arayanlar için ideal bir tatil bölgesi. Şehre iner inmez karşılaştığınız rengarenk evler, mini mini sokaklar ve her köşe başından görünen okyanus ile tam karşısında bulunan enfes manzaralı kocaman yeşil golf sahaları ile kendinizi masal diyarında hissetmeniz kaçınılmaz.
18. yy, ortalarında Alman, İsveç ve Fransız göçmenlerce kurulan Lunenburg doğal güzelliklerinin yanı sıra, 1. ve 2. Dünya savaşlarında deniz üssü olarak kullanılmış ve gemi tamiri için Norveçlilerin üssü olarak kullanılmış, bu tarihi konumu ile de tarih kitaplarında yerini almış Kanada şehirlerindendir. Lunenburg, aynı zamanda Christmas Tree adıyla anılıyor. Bodur Christmas ağaçlarının yetiştiği yerdir.
Yüksek yaş oranıyla ün salan şehir, tarihi dokusu ve 18. yüzyılda inşa edilen binalarının günümüze kadar korunarak gelmesi ile Unesco tarafından Dünya Kültür Mirası şehirleri arasına dahil edilmiştir.
Şirin mi şirin, rengarenk hikaye kitaplarından fırlamış güzellikteki tarihi evlerin önünde poz vermeden geçemedim. Minik ara sokakları keyifle gezilesi Lunenburg'da Butikler ise bana göre fazla klasik parçalar barındırsa da farklı kültürlerden farklı ürünleri incelemek oldukça heyecan verici. Bizi ziyarete gelen her misafirimizle Lunenburg'a tekrar tekrar gitmek için sabırsızlanıyorum...
Etrafı okyanusla çevrili şehrin haliyle deniz mahsülleri de favori yiyecekleri arasında oluyor. Ahtapot, deniz tarağı, midye, ıstakoz en başlıcaları arasında. Yemek benim için oldukça sıradan geçse de önünde koca bir kuyruk beklediğimiz ev yapımı dondurmacı ve enfes doğal sütlü, taze meyveli dondurmam paha biçilemez güzellikteydi... Burada en sevdiğim şey dondurmadan süt tadını ve içindeki meyvenin doğallığını hissetmeniz buz tadı asla yok acaba içinde neler vardır düşüncesi barındırmadan güvenle yiyebiliyorsunuz. Ve bu da bende sıksık yeme isteği uyandırıyor:))
Üzerine yazılacak çok şey konacak çok fotoğraf varken bir yazıda toparlamak istediğim keyifli Lunenburg seyahatimizden bu kadar
sevgiyle kalın,
Kimseden korkmuyorsan dünyada,
Dostuna güveniyorsan,
İyi günler bekliyorsan hele,
İyi günlere inanıyorsan,
Üstelik hava da güzelse;
Yaşamak güzel şey,
Çok güzel şey doğrusu.
(Melih Cevdet Anday)
Elbise-Dress:NEXT / Denim: ZARA/ Ayakkabı-Shoes: TOMS/
Çanta-Clutch: MUDO/ Şapka- Hat: WINNERS
5 yorum:
Şehir çok güzel olsa gerek.fotoğraflarına ve sana bayıldım.sevgiyle kal canım benim :-)
Fotoğraflara bakınca insan kendisini film setindeymiş gibi hissediyor. Düzen, yeşil alan ve temiz deniz anlamında darısı Türkiye'nin başına:)
Fotoğraflara bakınca insan kendisini film setindeymiş gibi hissediyor. Düzen, yeşil alan ve temiz deniz anlamında darısı Türkiye'nin başına:)
aysegül; canım çok teşekkür ederim çok güzeldi...
dersaadet; kesinlikle öyle bende kendimi film setinde gibi hissettim. umarım böyle temiz ve pırıl pırıl bir ülke oluruz...
Yorum Gönder