Merhabalar blog alemi çokça zaman oldu buralara uğramayalı. Şubat başında hastane çantamızı hazırlamaya koyulmuş ve son yazımı yazmıştım. Aylardır beklediğimiz bebeğimize kavuşma günümüzü iple çekmeye başlamıştık günler adeta geçmek bilmiyordu. Ailelerimiz Mart başı gibi yanımızda oldular ve Mart sonu için gün saymaya başladık.
HOŞGELDİN KARLİNA KUZUM
Hep erken doğmasından endişe duyduğum bebeğim gelmek bilmiyordu. Oldu olacak, doğdu doğacak derken ben şişliklerle cebelleşiyordum. Artık hareket edemez halde şişmiştim. Bacak ağrılarım, gece uykusuzluklarım iyiden iyiye artmıştı. Bir yandan da bebeğim için kaygılanmaya başlamıştım. Doktorumuzun beklediği 20 Mart tarihi geçmişti ve hala bende hiçbir doğum belirtisi yoktu. Ailem ve ben Türkiye'deki sezaryen furyasından gelmiş olmamız dolayısıyla buradaki sezaryen karşıtı (Kanada) tutumları şaşkınlıkla izliyorduk. Günüm geçmiş endişelerim başlamıştı. Ya mekonyum (dışkısını yutarsa) ya bebeğim kordon dolanması yaşarsa gibi gibi... onca soruyla allak bullak günler geçirdim.
Son kontrolümde yaşadığım stresi anlayan doktorum artık müdahale edeceklerini söyleyerek beni rahatlattı ve sancılarımın başlaması için jel uygulamasına gidileceği yolunda karar verildi. 9 aydır normal doğuma hazırlık yapan ben, son günler yaşadığım bekleme süreciyle sezaryen için ısrar etsem de, kabul edilmeyip jel uygulaması yapıldı. Kanada sağlık yönünden ülkemizden çok başka boyutta, yapılan her müdahelenin ayrı bir doktoru var doktorumuz bizi jel uygulaması için hastaneye, başka bir doktora yönlendirerek NST bağlanarak jel yapıldı ve bende hala herhangi bir doğum belirtisine rastlanmadı. Doktor ertesi gün için randevu vererek bizi yolladı. Endişeli kaygılı bir o kadarda heyecanlı bekliyorduk dualar eşliğinde. Gece saat tam 12 de hafif hafif gelen sancılarımla ayağa kalktım ve suyum gelmeye başlamıştı. Aylardır hazırlandığımız o anlar gelmiş çatmıştı. Ailelerimizle birlikte hastaneye gidip giriş işlemleri sonrası beklemeye başlamıştık. Sancılarım artmıştı can yakıcı, mide bulandırıcı o derin sancılar heyecanımın, mutluluğumun önüne geçememişti. Bebeğim geliyordu daha ötesi varmıydı? Gözümde yoktu onca ağrı sızı. Eşim, annem ve kayınvalidem ile bizim için ayrılan doğum odamıza geçmiş ve beklemeye başlamıştık. Annelerimiz ve eşim doğum anımı benimle yaşadılar başından sonuna dek. Beklenilen açılma gerçekleşmişti ve epiduralim takıldı. (Epidural hamile ve normal doğum yapacakların araştırdığı ve endişeli oldukları konular arasında. Annemler ilk duyduklarında Türkiye'de yaşanan bazı kötü örnekler dolayısıyla beni caydırmaya çalışmış fakat burada doktorumuzun tavsiyesi ile kesin kararımı vermiştim ki çok da iyi yapmışım bu alanda uzman iki doktor gelerek hiç hisettirmeden rahatlıkla taktılar ve sonrasında da herhangi bir ağzı sızı yaşamadım.) 13 saat süren sancılı doğumum gerçekleşti... 28 Mart 2015 saat: 13:35 karlı bir Kanada günü Karlina bebeğim kollarımdaydı. İnanılmaz bir mucize muhteşem bir andı. Dünyamıza, ailemize hoşgeldin, neşe getirdin güzel kuzum...
Doğum detaylarım, bebekle hayat yazılarım Karlina kuzumdan zaman kaldıkça burada olacaklar....
Sevgiyle kalın....
2 yorum:
Çok güzel bir doğum hikayesi, söylediğin gibi burda herkesi sezeryana yönlendiriyorlar (ben dahil) normal doğum şansım hiç yokmuş gibi konunşuyor doktorum. Ben de Eylül başında bebeğimi bekliyorum bakalım bizim hikayemiz nasıl olucak:)
allah annali babali büyütsün cok sevindim darisi isteyenlere ins
Yorum Gönder